Siber Güvenlik Kanunu ve Muhalefetten Gelen Tepkiler: Basın ve Düşünce Özgürlüğüne Tehdit İddiaları
- Mert Morava

- 15 Mar
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Mar
Konu ile ilgili TBMM Grup Başkanvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağın açıklaması dikkat çekti !!!

Siber Güvenlik Kanunu ve Muhalefetten Gelen Tepkiler: Basın ve Düşünce Özgürlüğüne Tehdit İddiaları
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edilen yeni siber güvenlik kanunu, hükümetin dijital altyapıyı güçlendirme ve siber saldırılara karşı daha dayanıklı bir Türkiye oluşturma amacını taşıyor. Ancak, yasanın içeriğiyle ilgili önemli endişeler de gündeme gelmeye devam ediyor. Özellikle muhalefet, kanunun basın ve düşünce özgürlüğüne olumsuz etkiler yaratabileceği ve farklı sesleri susturmak amacıyla kullanılabileceği yönünde uyarılar yapıyor.
Siber güvenlik kanunu, devletin ve özel sektörün dijital güvenlik önlemlerini artırmayı amaçlasa da, muhalefet partilerinden ve siber güvenlik uzmanlarından gelen eleştiriler, yasadaki belirsizliklerin ve geniş yetkilerin, basının ve bireylerin ifade özgürlüğünü tehdit edebileceği yönünde şekilleniyor. Özellikle, kanunda yer alan bazı maddelerin, eleştirel içeriklerin denetlenmesi ve sansürlenmesi için bir araç olarak kullanılabileceği öne sürülüyor.
Bu endişelere dair açıklamalarda bulunan Selçuk Özdağ, “Yasanın getirdiği denetim mekanizmaları, dijital alandaki her türlü düşünceyi baskı altına almak ve farklı görüşlere karşı bir sansür mekanizması kurmak amacıyla kullanılabilir. Bu, demokrasi ve ifade özgürlüğü açısından ciddi bir tehdit oluşturur” dedi. Özdağ, kanunun kapsamının belirsizliğinin, kamuoyunda endişe yaratmaya devam ettiğini ve bu durumun yalnızca siber güvenliği değil, aynı zamanda temel hak ve özgürlükleri de tehlikeye atabileceğini vurguladı.
Selçuk Özdağ’ın açıklamaları, yalnızca muhalefet tarafından değil, birçok siber güvenlik uzmanı ve insan hakları savunucusu tarafından da destekleniyor. Uzmanlar, kanunun dijital güvenlik önlemleri ile özgürlüklerin korunması arasında denge kurmakta zorlandığını belirtiyor. Yasanın denetim yetkilerinin ve uygulama alanlarının ne şekilde kullanılacağının, bu belirsizliklerin etkili bir şekilde ortadan kaldırılmasına bağlı olduğunu ifade ediyorlar.
Selçuk Özdağ'ın "Bu yasa, farklı seslerin susturulması ve toplumsal eleştirilerin engellenmesi için kullanılabilir. Basın özgürlüğüne büyük bir tehdit oluşturur." şeklindeki açıklaması, muhalefet cephesinin temel itirazlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Özdağ, hükümetin bu düzenlemeleri, özgür düşünceye karşı bir kısıtlama olarak değil, sadece siber güvenlik amacıyla değil, muhalif sesleri susturmak için kullanabileceği endişesini dile getirdi.
Kanunun içeriğine dair devam eden tartışmalar, yalnızca teknik bir güvenlik meselesi olmanın ötesine geçiyor ve Türkiye'nin dijital geleceği ile birlikte özgürlükler arasındaki dengeyi nasıl kuracağına dair önemli bir sınavı işaret ediyor. Bu belirsizlikler, yasaların uygulanmasında şeffaflık ve netlik sağlanmadığı sürece, toplumun tüm kesimlerinde büyük endişelere yol açmaya devam edecek gibi görünüyor.
İşte o Açıklama !










Yorumlar