Bağımlılıkta Başlangıç Yaşı Korkutucu Seviyelere Geriledi
- Mert Morava

- 26 Nis
- 2 dakikada okunur
Bağımsız Yaşam Derneği'nin (BAYDER) Bursa Şubesi, son zamanlarda önemli ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Derneğin revirine DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Tayfun Öztürk ve beraberindeki heyet de ziyarette bulundu. Başkan Öztürk, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, ülkemizde madde ve kumar bağımlılığının ulaştığı tehlikeli boyutlara dikkat çekti.

Tayfun Öztürk; Bağımlılıkta Başlangıç Yaşı Korkutucu Seviyelere Geriledi “Ziyaretimiz sırasında gördüğümüz manzara oldukça düşündürücüydü. Türkiye’de bağımlılık sorunlarının ne kadar derinleştiği açıkça ortada. En endişe verici noktalardan biri ise bağımlılığın başlangıç yaşının giderek düşmesi. Ne yazık ki çocuklarımız henüz ilkokul çağında bu tehlikeyle karşı karşıya kalıyor,” ifadelerini kullanan Öztürk, madde bağımlılığına başlama yaşının bazı raporlara göre 11, hatta 9 yaşa kadar indiğini vurguladı.
Bu tablo, toplumu alarma geçirmesi gereken bir halk sağlığı meselesine dönüşmüş durumda. Bu bağlamda, Tayfun Öztürk “Uyuşturucu ile mücadele, ülkemizin öncelikli gündem maddesi olmalı,” diyerek sözlerine devam etti. BAYDER’in yürüttüğü çalışmaların ise bu alanda umut verici bir model sunduğunu belirtti.
Bayder’in Yöntemi: Manevi Destekle Yeniden Hayata Tutunmak
BAYDER, bağımlılıkla mücadelede ilaçsız ve tamamen gönüllülüğe dayalı bir yöntem benimsiyor. İstanbul Bağcılar’daki merkezlerinde verilen ücretsiz hizmetlerle bugüne kadar 600'den fazla birey, bağımlılıktan kurtulmayı başardı. Tedavi sürecinde bireylerin maneviyatını güçlendirmeye odaklanılıyor ve bu süreçte psikolojik destek büyük rol oynuyor. Aynı zamanda ailelere de destek verilerek, kişinin sosyal hayata sağlıklı şekilde yeniden katılması hedefleniyor.
Erken Yaşta Bağımlılığın Sebepleri Neler?
Uzmanlar, çocukların ve gençlerin bu denli erken yaşta bağımlılıkla tanışmasının ardında çeşitli sosyal ve psikolojik nedenlerin yattığını ifade ediyor:
Aile içi sorunlar: Boşanma, ilgisizlik ya da aşırı baskı gibi durumlar gençleri savunmasız bırakıyor.
Arkadaş çevresinin etkisi: Akran baskısı ve yanlış yönlendirmeler önemli bir etken.
Dijital içeriklere kolay erişim: Sosyal medya ve internet platformları, kimi zaman bu tür zararlı alışkanlıkları normalleştiren içerikler sunabiliyor.
Eğitim ve sosyal destek yetersizliği: Gençlerin boş zamanlarını sağlıklı şekilde değerlendirememesi, riskli davranışlara yönelmelerine neden olabiliyor.
Çözüm İçin Toplumsal Dayanışma Şart
Bağımlılık gibi karmaşık ve çok boyutlu bir sorunla mücadele, sadece bireysel çabalarla değil, toplumsal bir seferberlikle mümkün olabilir. Bu nedenle;
Ailelerin çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmesi ve onların duygusal dünyasına dokunması,
Okulların bilinçlendirme çalışmaları yapması ve rehberlik hizmetlerini güçlendirmesi,
STK’ların, BAYDER gibi örneklerle çoğalması ve desteklenmesi,
Devletin bu konuda daha etkin politikalar geliştirip, tedavi ve önleme hizmetlerini yaygınlaştırması büyük önem taşıyor.
Bu konuyu analiz edecek olursak;
Toplumun yapı taşlarını oluşturan aile, okul ve sosyal çevre gibi temel kurumların zayıflaması, bireylerin özellikle de çocuk ve gençlerin yaşamda yön bulmalarını güçleştirmektedir. Modern yaşamın getirdiği yalnızlık, tüketim kültürünün baskısı ve anlam arayışındaki boşluk, bağımlılıklara zemin hazırlayan sosyal koşulları beslemektedir. Bağımlılık, yalnızca bireysel bir zaaf değil; aynı zamanda toplumsal çözülmenin bir yansımasıdır. Bu nedenle, bağımlılıkla mücadelede sadece bireyi değil, onu kuşatan sosyal çevreyi de onarmak gerekir. Toplumsal dayanışma, kültürel değerlerin güçlendirilmesi ve aidiyet duygusunun pekiştirilmesi; gençlerin sağlıklı bir kimlik inşa etmesinde kritik bir rol oynamaktadır.










Yorumlar