Bursa’da Organ Bağışı Bekleyen Taksi Şoföründen Duygusal Mesaj
- Mert Morava

- 12 Eyl
- 2 dakikada okunur

Türkiye’de her yıl binlerce hasta, organ nakli beklerken yaşamını yitiriyor. Onlardan biri de Bursa’da yıllarca taksi şoförlüğü yapmış, halkın yakından tanıdığı Bilal Köklü.İki yılı aşkın süredir karaciğer yetmezliğiyle mücadele eden Köklü, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde organ nakli sırası bekliyor.
“Torunumu büyürken görmek istiyorum.”Köklü, en büyük hayalinin torununun büyümesine tanıklık etmek olduğunu söylüyor. Tedavi süreci zorlu geçiyor. Fiziksel yıpranmanın yanında psikolojik baskı da yaşıyor.28 Ağustos 2025’te hastaneye yatırılan Köklü, 0 RH+ değerinde bir donör bulunması halinde yaşama tutunabilecek.
Oğlu Mustafa Köklü, babasının yalnızca ailesi için değil, toplum için de değerli bir insan olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
“Babam yıllarca taksi direksiyonundaydı. Gece gündüz demeden Bursa halkına hizmet etti. Şimdi onun yaşaması için bir iyilik gerekiyor. 45 yaşını aşmamış, 0 RH+ bir donör onun hayatını kurtarabilir.”
Duygusal Travmanın Tıbbi Sürece Etkisi Aile, Köklü’nün tedaviye olumlu yanıt verdiğini, ancak dünyadaki trajik gelişmelerin hastalığını yeniden tetiklediğini ifade ediyor. Özellikle Filistin’de yaşanan çocuk ölümlerinin ve savaş görüntülerinin, Bilal Köklü’de derin bir travmaya yol açtığı belirtiliyor.
Yeni Yasa, Yeni Umut TBMM’de yakın zamanda kabul edilen organ bağışı yasası, kişinin sağlığında verdiği rızayı bağlayıcı hale getirerek bağış sayısını artırmayı amaçlıyor. Köklü ailesi, bu düzenlemenin hayat kurtarıcı olacağına inanıyor.
Mustafa Köklü’nün çağrısı net:
“Organ bağışı bir hayat armağanıdır. Sağlıklıyken alınacak bir karar, bir torunun dedesiyle büyümesini sağlayabilir.”
Derin Bakış
Türkiye’de organ nakli konusunda farkındalık yıllardır artırılmaya çalışılıyor. Ancak dinî, kültürel veya duygusal nedenlerle organ bağışı hâlâ birçok kişi tarafından erteleniyor. Bunun sonucunda her yıl yüzlerce hasta, nakil sırası beklerken hayatını kaybediyor.
Organ bağışı, yalnızca tıbbi bir süreç değil; aynı zamanda etik, duygusal ve vicdani bir karar. Bir insanın hayatını kurtarmak, belki de onun ailesinin, torununun, geleceğinin var olmasını sağlamak demek.
Peki sizce, organ bağışı konusundaki ön yargılar kırılmadan, bu ülkede gerçekten “yaşatma bilinci” gelişebilir mi?










Yorumlar