Bursa’nın Belleği Neden Kayboluyor? Ekrem Hayri Peker’den Dikkat Çeken Uyarılar
- Mert Morava
- birkaç saniye önce
- 3 dakikada okunur
Bursa’nın kültürel belleği hızla eriyor. Şehrin tanıkları birer birer hayata veda ederken araştırmacı-yazar Ekrem Hayri Peker, “Arşivsiz şehir olmaz” diyerek kritik bir uyarıda bulundu.

Bursa’nın tarihini, kültürel mirasını ve sosyal hafızasını yıllardır titizlikle araştıran mühendis-yazar Ekrem Hayri Peker, şehrin gözle görülür bir kültürel kayıp yaşadığını söylüyor. Kentin yaşayan tanıkları birer birer hayata veda ederken, geriye kalan değerli anılar ise kaydedilmeden yok olup gidiyor.
Peker’in ifadesi açık ve sert:“Bir dönemi kayıt altına almaya çalışıyorum ama destek bulduğumu söyleyemem.”
Bu söz, yalnızca bir araştırmacının hayal kırıklığı değil; bir kentin kültürel duyarsızlığına yönelik çarpıcı bir eleştiri niteliğinde.
“Hafızalar Göçüyor, Bursa Seyrediyor”
Peker, uzun yıllardır yaptığı sözlü tarih çalışmalarında Bursa’nın önemli isimleriyle yüzlerce kayıt gerçekleştirdi. Ancak bu yolculuk boyunca birçok kıymetli tanığın vefatına da şahit oldu.
Yakın dönemde Hüsnü Adanur’un kaybıyla sarsılan Peker, bu acı henüz tazeyken bu kez Bursa sinemasının duayenlerinden Bahri Akkuşoğlunun ölüm haberini aldı.
Peker durumu şöyle özetliyor:“Ardımızdan sadece binalar değil, hafızalar da yıkılıyor. Şehrin yaşayan tanıkları bir bir giderken, onlarla birlikte koca bir tarih de kayboluyor.”
Bir Zamanlar Bursa: Şehrin Sosyal Omurgası
Ekrem Hayri Peker, araştırmalarında sık sık Bursa’nın eski sosyal hayatının merkezi olan Heykel – Mahfel – Setbaşı hattına değiniyor. Bu güzergâh, yalnızca bir yürüyüş yolundan ibaret değil; kentin hafızasının en güçlü katmanlarından biri.
Cumhuriyet Alanı: Şehrin Nabzı
Bursalılar yıllarca Heykel’e çıkar, Cumhuriyet Alanı’nda buluşur, sohbetler ederdi.Atatürk Anıtı’nın gölgesinde Valilik, Adliye ve Defterdarlık gibi kurumlar, güçlü bir Cumhuriyet mimarisinin temsilcisiydi.
Sokağın her detayı, şehrin toplumsal belleğinde derin bir iz bırakıyordu.
Kent Kültürünün Altın Yolu: Tayyare’den Ulu Cami’ye
Peker’in satırlarında bu bölgeler nostaljiyle değil, adeta bir fotoğraf netliğiyle canlanıyor:Tayyare Sineması’nın önünden geçen gençler, İş Bankası’nın merdivenleri, PTT’nin kalabalığı, Emlak Bankası’nın eski cephesi…
Bir yanda modernleşen Cumhuriyet mimarisi, diğer yanda iki-üç katlı ahşap Bursa evleri…Gazi, İnönü ve Cumhuriyet caddeleri bir dönem hem ticaretin hem de eğlence kültürünün kalbiydi.
“Yangınlar Bir Dönemi Yok Etti”
Bursa’nın hafıza kaybındaki en trajik kırılma noktalarından biri, Kapalıçarşı yangını oldu.Peker’e göre bu yangın yalnızca çarşıyı değil, asırlık ticari kültürü de ateşe verdi.
Üstelik yeniden yapılanma dönemi uzun sürdü, Sıra Dükkânlar tamamlanana kadar kentte ticaret dengesi tamamen değişti.Buna rağmen Gazi / Atatürk Caddesi yıllarca cazibesini korumayı başardı.
Mahfel: Aydınların Kalesi Artık Yok
Peker’in en duygusal satırları Mahfel üzerine kurulu.Mahfel, yalnızca bir çay bahçesi değil; Bursa’nın entelektüellerinin, sanatçılarının, yazarlarının, siyaset ve kültür insanlarının buluşma mekanıydı.
“Bir masada edebiyat konuşulurdu, diğerinde siyaset, bir diğerinde sanat…”
Mahfel’in yanması, Peker’e göre yalnızca bir mekânın kaybı değil, bir dönemin ruhunun yok oluşu oldu.Yeniden yapılan Mahfel ise eski kimliğini ve ruhunu asla geri kazanamadı.
Peker bu kaybı şu sözlerle özetliyor:“Yangın bu turu bitirdi… Geçen yıllar da bizi bitirdi.”
Kültürel Erozyon: Sadece Binalar Değil, Anılar Da Yıkılıyor
Bursa’nın değişimi yalnızca fiziksel bir dönüşüm değil; aynı zamanda sosyal hafızanın da silinişi anlamına geliyor.Eskiden bir buluşma ritüeli olan yürüyüşler, sohbetler, küçük mekânlar ve toplumsal birliktelik bugün yalnızca yaşlı hafızalarda yer buluyor.
Peker’in kaygısı çok net:“Bir dönemi kayıt altına almaya çalışıyorum. Ama şehir kendi hafızasına sahip çıkmıyor. Hafızalar göçüyor, biz ise bunu seyrediyoruz.”
Ekrem Hayri Peker’den Kent Hafızasına Çağrı
Peker, Bursa’nın kültürel mirasını korumanın artık bir zorunluluk olduğunu söyleyerek kurumlara ve yerel yönetimlere açık bir çağrıda bulunuyor:
– Bursa mutlaka kapsamlı bir kent arşivine sahip olmalı.– Sözlü tarih çalışmaları kurumsal olarak desteklenmeli.– Hayatta olan tanıklar kayıt altına alınmalı.– Tarihi yapılar korunmalı, doğru işlevlerle yeniden yaşatılmalı.– Kent hafızasını güçlendirecek projelere fon sağlanmalı.
DERİN BAKIŞ
Kentler yalnızca binalardan ibaret değildir; onları şehir yapan şey, insanların hafızasıdır. Bursa’nın hafızası kayboldukça aslında bir kentin kimliği de yavaşça siliniyor.
Peki kültürel mirasın hızla yok olduğu bir dönemde, şehirler geçmişle bağını nasıl koruyabilir?
Bu soru Bursa için sadece akademik değil, yaşamsal bir mesele haline geliyor.






