DAĞDER’den Gençliğe Umut, Bursa’ya Dayanışma: Lezzetle Burs Köprüsü Kuruldu

Bursa'nın en köklü sivil toplum kuruluşlarından biri olan DAĞDER, üniversite öğrencilerine burs sağlamak amacıyla sahada aktif çalışmalarını sürdürüyor. “Durmak yok, çalışmak var!” sloganıyla yola çıkan Genel Başkan Derya Başak ve yönetim ekibi, hem eğitimde fırsat eşitliği için mücadele ediyor hem de toplumsal dayanışmayı tabana yayıyor.

Esnaf Ziyaretleriyle Burs Fonuna Kaynak

DAĞDER yönetimi, şehir genelinde esnaf ziyaretleri gerçekleştirerek burs projelerine destek arayışını sürdürüyor. STK’lar genellikle masa başında kalırken, DAĞDER sahaya inerek birebir temasla fark yaratıyor. Bu ziyaretler, sadece tanıtım değil; toplumsal sorumluluk bilincinin sokakta yeşermesi anlamına da geliyor.

Derya Başak ve ekibi, her görüşmede şunu vurguluyor:

“Kimseyi yardıma çağırmıyoruz, hep birlikte bu yükü paylaşalım diyoruz.”

Merinos’ta Lezzetli Dayanışma: Gastronomi Etkinliği

DAĞDER’in Aşçılar Komisyonu, Merinos Park’ta Bursa’nın eşsiz mutfağını sahneye taşıdı. Aynı anda Kadın Komisyonu üyeleri, el emeği ürünleriyle burs fonuna katkı sağladı.

Stantlarda yer alan lezzetler:🫙 Salça – 🍜 Tarhana – 🍝 Erişte – 🍃 Sarma – 🫓 Gözleme ve daha fazlası...

Bu lezzet buluşması, sadece damaklara değil, gençlerin eğitim hayatına da dokundu. Her satın alma, bir öğrencinin yolculuğuna ışık oldu.

Vatandaştan Takdir, Toplumdan Destek

Etkinliği takip eden vatandaşlar, sosyal medya ve basın aracılığıyla şu mesajı verdi:

“DAĞDER yönetimini kutluyoruz. Eğitim için çaba gösteren her adım, yarının Türkiye’sine yatırımdır. Bu işi gerçekten hissederek yapıyorlar.”

📢 Katıl, Tat, Destek Ol!

DAĞDER, Bursalıları Merinos’taki Destek Standı’na davet ediyor.Bir gözleme alarak bir gencin geleceğine yatırım yapabilir, dayanışmanın parçası olabilirsiniz.

---

Derin Bakış

STK’dan Öte Bir Model: Dayanışmanın Sokağa İnen Hali DAĞDER’in uyguladığı saha temelli burs stratejisi, klasik STK reflekslerini aşan bir sosyal etki modeli sunuyor. Bürokrasiye sıkışmadan, halkın nabzına dokunan bir yaklaşımla hem bağışçıyı hem öğrenciyi sürece dahil ediyorlar.

Bugün gastronomiyle, yarın başka bir üretimle...Peki, sizce toplum temelli dayanışma modelleri Türkiye'de yaygınlaşmalı mı, yoksa hâlâ sadece birkaç STK’nın çabasıyla mı sınırlı kalıyor?