“Gölümüz Yağmalanıyor!” Demokrat Parti’den İznik Gölü Çıkışı
- Mert Morava

- 26 Eki
- 2 dakikada okunur

Bursa’nın Orhangazi ilçesinde, İznik Gölü çevresinde yaşanan çevre kirliliği ve plansız yapılaşma tartışmaları büyüyor. Demokrat Parti Orhangazi İlçe Başkanı Baki Bekar ve İlçe Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşa, gölün doğal yapısının rant uğruna tahrip edilmesine sert tepki gösterdi.
“Gölümüz Yağmalanıyor, Artık Sessiz Kalmayacağız”
Parti İlçe Başkanı Baki Bekar, yaptığı açıklamada İznik Gölü’nün hem Orhangazi hem de Türkiye için büyük bir doğal miras olduğunu vurguladı.Bekar, “Yıllardır süregelen ihmaller, kontrolsüz yapılaşma ve ranta dayalı projeler gölümüzü yok ediyor. Tarımsal ilaçlamalar, arıtmasız atık sular ve bilinçsiz balıkçılık faaliyetleriyle İznik Gölü adeta can çekişiyor. Bu tabloya sessiz kalmak, doğa katliamına ortak olmaktır,” ifadelerini kullandı.
“Rant Uğruna Ekosistem Yok Ediliyor”
Demokrat Parti Orhangazi İlçe Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşa ise göl çevresindeki betonlaşmaya dikkat çekti.Yaşa, “Göl kıyısı adeta beton lobisinin kuşatması altında. Günübirlik tesisler, kaçak yapılar ve doğayla bağdaşmayan düzenlemelerle ekosistem yok ediliyor. İznik Gölü sadece bir su kaynağı değil, binlerce canlının yaşam alanı. Rant uğruna bu doğal zenginliği yok etmek, çocuklarımızın geleceğini çalmak demektir,” dedi.
“Yetkililer Nerede? Sessizlik Suça Ortaklıktır”
Bekar ve Yaşa, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililere çağrıda bulunarak denetimlerin artırılmasını istedi.İznik Gölü’nün SİT alanı statüsünün genişletilmesini talep eden Bekar, “Bu göl sahipsiz değil. Biz bu doğa mirasını rantçı zihniyete teslim etmeyeceğiz. Gerekirse hukuk mücadelemizi başlatırız,” diye konuştu.
“Halktan Destek Çağrısı”
Demokrat Parti Orhangazi İlçe Teşkilatı, bölge halkını doğaya sahip çıkmaya davet etti:“İznik Gölü hepimizin! Doğaya sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmaktır. Gelin birlikte bu talana dur diyelim!”
Derin Bakış
İznik Gölü etrafında yaşanan çevresel tahribat, yalnızca bir ekolojik kriz değil; aynı zamanda bir toplumsal sorumluluk meselesi. Doğaya sahip çıkmak, aslında yaşama sahip çıkmaktır. Rant, kısa vadeli kazançlar getirse de, kaybolan doğa geri dönmez.
Peki biz toplum olarak, bu sessiz çığlığı duymakta neden bu kadar geç kalıyoruz?










Yorumlar