Diyanet Hutbesi Sonrası Başörtüsü Tartışması: Özgürlük mü Provokasyon mu?
- Mert Morava

- 7 Ağu
- 1 dakikada okunur

Başörtüsüne Yönelik Provokasyonlara Tepki: İnanç, Protesto Malzemesi Olamaz!
Feminist yazar Berrin Sönmez’in, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hutbesine tepki olarak “başörtüsünü çıkarma” kararı açıklaması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Sönmez bu kararı, başörtüsünün gelecekte zorunlu hale getirilebileceği endişesiyle aldığını belirtti. Ancak bu tutum, sadece kişisel bir tercih değil; aynı zamanda dini bir sembolün ideolojik bir araca dönüştürülme çabası olarak değerlendirilmekte.
Başörtüsü: İnancın Sembolü, Siyasi Eylemin Aracı Değil
Başörtüsü, İslam inancında yüzyıllardır var olan kutsal bir simgedir. İster takılsın ister takılmasın, bu bireysel bir vicdan ve inanç tercihidir. Fakat dini bir sembolün siyasi veya ideolojik protesto malzemesi haline getirilmesi, hem manevî anlamını zedeler hem de toplumsal huzura zarar verir.
Diyanet’in Mesajı: Yol Gösterici Rehberlik
Diyanet’in hutbeleri, baskı unsuru değil; dini rehberlik niteliği taşır. Hutbelerde yer verilen mesajlar, bireyin vicdanına seslenir, toplumu manevi değerlerle buluşturur. Zorunluluk gibi bir durumdan söz etmek, gerçeklikten uzak ve kamuoyunu yanıltıcı bir algı yaratma çabasıdır.
Geçmiş Unutulmasın: Yasakların Acısı Hâlâ Taze
Türkiye, başörtüsü yasaklarının yarattığı mağduriyetleri yaşamış bir ülke. Bugünkü özgürlük ortamı kolay kazanılmadı. Bu nedenle, başörtüsünü siyasi bir söylemin nesnesi haline getirmek, sadece bireylerin değil; inanç özgürlüğünün de zarar görmesine neden olur.
Türk Diyanet Vakıf-Sen: “Din, Saygıyla Yaşanmalıdır”
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Başörtüsünü ideolojik protesto aracı olarak kullanmak, inanca karşı bir saldırıdır. Diyanet kimseye baskı yapmaz; ama inanç değerlerini korumak adına yol gösterir. İnanç vicdani bir meseledir ve her türlü ideolojik hesaplaşmadan uzak tutulmalıdır.”
Başörtüsü İdeolojik Kutuplaşmanın Aracı Değildir
Türkiye’de bugün isteyenin örtündüğü, isteyenin örtünmediği bir özgürlük ortamı vardır. Bu ortamı spekülasyonlarla zedelemek, toplumsal barışı da tehdit eder. Her bireyin kendi tercihi değerlidir; ancak kutsal sembolleri siyasi arenaya çekmek, inanca yapılmış en büyük haksızlıktır.










Yorumlar