top of page

İmar Yasası Neden Artık Yetersiz? Hacıoğlu’nun Önerdiği Yeni Model Ne Getiriyor?

İmar Yasası Neden Artık Yetersiz? Hacıoğlu’nun Önerdiği Yeni Model Ne Getiriyor?

İmar Yasasına Takılanlar Derneği Genel Başkanı İbrahim Hacıoğlu, Türkiye’de yıllardır süren yapısal imar sorunlarına dikkat çekerek, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun artık günümüz ihtiyaçlarını karşılamadığını söyledi. Hacıoğlu’na göre, nüfus artışı, deprem riski, barınma krizi ve sosyal değişimler dikkate alındığında mevcut düzenlemeler vatandaşın ihtiyaçlarının çok gerisinde kalıyor. Bu sebeple imar mevzuatının baştan aşağı revize edilmesi gerektiğini vurgulayan Hacıoğlu, “Yeni bir imar düzenlemesi şarttır” dedi.


Kaçak Yapılar “Yok” Sayılıyor Ama Gerçekte Milyonlarca İnsan Bu Evlerde Yaşıyor

Mevcut mevzuata göre ruhsatsız yapılar hukuken yok sayılıyor. Ancak bu durumun, milyonlarca kişinin yaşadığı yapıları yıkılmaya mahkûm etmediğini belirten Hacıoğlu, çözümün yıkım olmadığını, denetimli bir kayıt süreci olduğunu ifade etti:

“Kaçak yapıların denetlenerek sisteme dahil edilmesi gerekiyor. Bu hem vatandaşın barınma hakkını garanti altına alır hem de kamuya ciddi bir gelir sağlar.”

Hacıoğlu’na göre, yıkım modelinin uygulanması hem maliyet hem de sosyolojik açıdan imkânsız. Çözüm, mevcut yapıları teknik denetime tabi tutarak uygun olanları kayıt altına almak.


Deprem Gerçeği: “Ruhsatlı–Ruhsatsız Ayrımı Artık Bir Şey İfade Etmiyor”

6 Şubat depreminden sonra ruhsat durumunun güvenlik anlamında tek başına bir ölçü olmadığının ortaya çıktığını söyleyen Hacıoğlu, asıl kriterin deprem dayanıklılığı olduğunu ifade etti.

“Önemli olan yapının ruhsatlı olup olmaması değil; dayanıklı olup olmamasıdır. Bütün yapılar için zorunlu deprem denetimi şarttır.”

Yatay mimari ve bilimsel normlara uygun konutlar, Hacıoğlu’na göre afet yönetiminin en kritik parçası.


Pandemi Sonrası Değişen Konut Tercihleri: İmar Mevzuatı Engelliyor

Pandemiyle birlikte vatandaşların apartman yaşamından uzaklaşıp bahçeli, müstakil ve nefes alan yeni yaşam alanlarına yöneldiğini söyleyen Hacıoğlu, mevcut imar mevzuatının bu dönüşümü karşılayamadığını vurguluyor.

“Vatandaşın ihtiyacına uygun yaşam alanları üretmek için bürokratik engeller kaldırılmalı. Mevzuat artık gerçek hayatın akışını yakalayamıyor.”

Hacıoğlu’na göre imar sistemi, yeni toplumsal ihtiyaçlarla uyumlu hale getirilmeli.


Tarım Arazileri: Vasfını Yitirmiş Alanlar Değerlendirilmeli

Türkiye’nin 1973’ten bu yana nüfusunun iki katından fazla arttığını hatırlatan Hacıoğlu, buna rağmen vasfını kaybetmiş tarım alanlarının hâlâ konut üretiminde kullanılamadığını belirtti.

“Köylü kendi toprağında yaşamayı sürdürebilmeli. İmar düzeni, hem tarımı korumalı hem de kullanılabilir arazileri verimli bir şekilde değerlendirebilmelidir.”

Hacıoğlu’na göre, bilinçli ve kontrollü bir planlamayla hem tarım alanları korunabilir hem de barınma sorunu hafifletilebilir.


Kentsel Dönüşüm Rantsal Değil, Yerinde Olmalı

Mevcut kentsel dönüşüm uygulamalarının vatandaş tarafından “rantsal dönüşüm” olarak görüldüğünü söyleyen Hacıoğlu, bunun toplumsal güveni zedelediğini belirtti.

“Yerinde dönüşüm, yatay mimari ve sağlam konutlar hem güvenliği artırır hem de sosyolojik bağları güçlendirir.”

Bu yaklaşım, Hacıoğlu’na göre şehirleşmede yeni bir modelin temelini oluşturabilir.


Vatandaşın Kendi Arazisine Ev Yapması: Tercih Değil Zorunluluk

Ekonomik şartlar ve barınma maliyetleri nedeniyle milyonlarca vatandaşın kendi arazisine ev yapmak zorunda kaldığını belirten Hacıoğlu:

“Bu insanlar suçlu değil. Bu, bir zorunluluk. Yapılar denetlenmeli, kaydedilmeli ve sisteme dahil edilmelidir.”

Mevcut sistemde vatandaşın cezalandırıldığını söyleyen Hacıoğlu, bunun adil olmadığını vurguluyor.


İmar Düzenindeki Adaletsizlik Derinleşiyor

İmar barışından bazı kişilerin faydalanıp bazılarının faydalanamaması, aynı sokakta bile büyük eşitsizlik yaratıyor.

“Bu durum sosyal adaleti zedeliyor. Eşitlik ilkesi için düzenlemenin herkesi kapsaması gerekir.”

Hacıoğlu’na göre keyfi uygulamalar toplumsal huzuru bozuyor.


Toplu Yıkım Çözüm Değil: Denetim ve Kayıt Sistemi Şart

Türkiye’deki yapı stoğunun büyük bir bölümünün ruhsatsız ya da mevzuata aykırı olduğunu hatırlatan Hacıoğlu, hepsinin yıkılmasının fiziken mümkün olmadığı gibi ekonomik olarak da karşılanamayacağını söyledi.

Bu nedenle çözüm;

  • teknik denetim,

  • kayıt altına alma,

  • vergi düzenlemesi,

  • güvenli olmayanların kontrollü dönüşümü olarak belirtiliyor.


“Güncel Bir İmar Düzeni Toplumsal Güvenlik Meselesidir”

Hacıoğlu, imar mevzuatının geciktirilmeden yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

“Denetimli, adil ve güncel bir imar düzenlemesi hem barınma sorununu çözer hem de güvenli yaşam alanlarının önünü açar. Bu düzenleme artık bir tercih değil, zorunluluktur.”

Derin Bakış

İmar düzeni yıllardır tartışılıyor, ancak çözüm önerileri hayata geçirilemedi.


Sizce Türkiye, kaçak yapı sorununu çözmek için hangi modeli benimsemeli: denetimli kayıt sistemi mi, yoksa yeni bir imar barışı modeli mi?


BENZER HABERLER İÇİN TIKLA


Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page