İYİ Partili Müberra Çakır'dan İznik Gölü ve Doğa Üzerine Sert Duruş

İYİ Parti’nin eski Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Müberra Çakır, yeni görevi olan Toplumsal Politikalar Başkanlığı Çevre Politikaları Komisyon Başkanlığı’na getirildi. Bu önemli atamanın ardından çevre ve doğa mücadelesine dair güçlü bir mesaj verdi.

"Amacım, Hizmet Etmeye Devam Etmek "Çakır, yeni görevlendirmesi sonrası yaptığı açıklamada, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve Toplumsal Politikalar Başkanı İmren Nilay Tüfekçi’ye teşekkürlerini iletti. “Geçmişte olduğu gibi, bugün de ülkemize hizmet etmeye devam edeceğim” dedi.

Çevre Felaketlerine Karşı Sert Duruş Çakır, çevreye yapılan tahribatlara karşı net bir tavır aldı ve şunları söyledi: “Yangınlarla, sellerle mücadelede; talan ve rant uğruna doğanın katledilmesine karşı her zaman milletimizin yanında olacağım. İznik Gölü'nün feryadına kulak vereceğiz. Biz doğanın yeşilini severken, onlar sadece doların yeşilini seviyor."

"İznik Gölü’nü Kurutanlar, Vicdanlarda Yargılandı "İznik Gölü’nün kuruma sürecine de dikkat çeken Çakır, çevre felaketlerine dair şunları ifade etti: “Göllerimiz kuruyor, ormanlarımız talan ediliyor, kıyılarımız betonlaşıyor. Tüm bunlar halkın sabrını zorladı. İznik Gölü'nün kururken seyredenler, halkın vicdanında çoktan hüküm giymiştir.”

"Bu Toprakları Torunlarımıza Borçluyuz "Çakır, sözlerini şu anlamlı cümlelerle tamamladı: “Biz bu toprakları atalarımızdan miras almadık; çocuklarımızdan emanet aldık. Bu emaneti koruyacağız. Rabbim bizi milletimize karşı mahcup etmesin.”

Yeni görevinde atacağı adımlar ve çevreye olan kararlı duruşu, çevre bilincine sahip kesimlerden büyük takdir topladı. Çakır'ın attığı adımlar, merakla bekleniyor.

---

KulisHaber16 Derin Bakış

"Doğaya Karşı Duruş: Çevreye Duyarlı Siyasetçilerin Yükselişi "Müberra Çakır, çevre konusundaki duruşuyla dikkat çekiyor. İznik Gölü gibi somut örnekler üzerinden çevre felaketlerine karşı sesini yükseltti.

Peki, siyasette çevre hassasiyeti, yalnızca bir söylem mi, yoksa gerçek bir mücadele mi?

Çakır’ın bu konudaki tavrı, ilerleyen dönemde toplumda daha geniş bir yankı uyandıracak gibi görünüyor.