İznik Gölü Kuruyor mu? Tepki Çeken Proje Gündemde
- Mert Morava

- 15 Eyl
- 2 dakikada okunur

Marmara Bölgesi'nin en önemli tatlı su kaynaklarından biri olan İznik Gölü'nde, su seviyesi endişe verici boyutlara ulaştı. 14 Ağustos 2025 itibarıyla gölün seviyesi 82,28 metreye kadar geriledi. Bu değer, gölün işletme sınırı olarak kabul edilen 83,30 metrenin tam 1,02 metre altında bulunuyor.
Uzmanlara göre bu düşüş, sadece geçici bir sorun değil; ciddi bir çevresel krizin habercisi.
Yeni Proje Tepki Çekti: “Gölü Kurutacaklar”
Bölgedeki son gelişmeler arasında en çok tartışılan konu ise, "balıkçı barınağı ve liman" adı altında yürütülen yeni bir proje. Görünürde ekonomik fayda sağlamak amacıyla hazırlanan bu plan, aslında gölden daha fazla su çekimini kolaylaştırmayı hedefliyor. Proje kapsamında kanalların derinleştirilmesi ve suyun daha hızlı aktarılması öngörülüyor.
Ancak uzmanlar, bu tür müdahalelerin gölü geri dönüşü olmayan bir kuruma sürecine sokabileceğini söylüyor.
Siyasi Tepki Sert Geldi: "Bu Bir Çevre İhaneti"
İYİ Parti Orhangazi İlçe Başkanı Bülent Bakış, projeye ve mevcut duruma sert tepki gösterdi. Gölün mevcut haliyle bile büyük risk altında olduğunu vurgulayan Bakış, "Bu göl kurursa, sadece Orhangazi değil, Bursa’nın tamamı etkilenir" dedi.
Bakış açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“İznik Gölü milyonların yaşam kaynağıdır. Tarım, içme suyu, ekosistem… Hepsi bu göle bağlı. Bu projelerle gölün canına kastediliyor.”
Ayrıca alternatif çözümlerin mevcut olduğunu belirterek, yetkilileri göreve çağırdı:
“Deniz suyu arıtımı, dere yataklarının depolanması gibi seçenekler varken neden hâlâ İznik Gölü’ne yükleniliyor?”
“Takipçisi Olacağız”
İYİ Parti Orhangazi İlçe Teşkilatı, projeye karşı hukuki ve toplumsal mücadele yürüteceklerini açıkladı. “İznik Gölü’nün yok oluşuna sessiz kalmayacağız. Bu sürecin hem takipçisi hem de karşısında olacağız” mesajı verildi.
Derin Bakış
Bu tür doğal kaynakların sürdürülebilir olmayan politikalarla tüketilmesi, yalnızca çevresel değil, sosyal bir krize de kapı aralıyor. Göl çevresinde yaşayan binlerce kişi geçimini tarımdan ve balıkçılıktan sağlıyor. Gölün yok olması demek, o bölgedeki üretim ve yaşamın da sona ermesi anlamına geliyor.
Peki, bu tür projelerde halkın, bilim insanlarının ve sivil toplumun görüşleri neden göz ardı ediliyor?










Yorumlar