Selçuk Özdağ'dan Kabineye Sahte Diploma Soru Önergesi: “400’den Fazla Şüpheli Unvan Var”
- Mert Morava

- 19 Ağu
- 2 dakikada okunur

📌 Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, kamuoyunda büyük yankı uyandıran sahte diploma ve unvan iddialarını Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdı.
Son haftalarda çeşitli medya organlarında yer alan iddialarda, yaklaşık 400’den fazla kişinin sahte evrak ve belgelerle akademik unvan elde ettiği ve bu kişilerden bazılarının devletin kritik pozisyonlarında görev yaptığı öne sürülmüştü.
Doç. Dr. Özdağ, söz konusu iddiaların ciddiyetine dikkat çekerek, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve kabine üyelerinin tamamına hitaben yazılı soru önergeleri sundu.
X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı açıklamada Özdağ, “Bu belgelerin sahte olduğu iddiaları yalnızca bireysel usulsüzlük anlamına gelmiyor. Aynı zamanda kamu yönetiminde liyakat ve güven temelini ciddi şekilde tehdit eden sistemsel bir zaafı ortaya koyuyor,” ifadelerini kullandı.
Özdağ’ın TBMM’ye sunduğu soru önergelerinde şu başlıklar dikkat çekti:
Denklik sorunu bulunan yabancı üniversitelerden alınan diplomaların Türkiye’deki resmi geçerliliği
Bu belgelerle kamuya yerleşen kişi sayısı, görevleri ve kurumsal dağılımı
Kamuya alımda uygulanan güvenlik ve doğrulama mekanizmaları
İddialarla ilgili herhangi bir idari veya hukuki soruşturma başlatılıp başlatılmadığı
📣 Özdağ, açıklamasında TBMM’nin denetim görevine vurgu yaparak, “Milletin emaneti olan bu görevi sonuna kadar sürdüreceğiz. Şeffaflık ve liyakat, kamu yönetiminin temel taşı olmalıdır” dedi.
Kamuoyunun dikkatle takip ettiği bu gelişme, ilerleyen süreçte kamu personel sistemine yönelik yapısal reformların da tartışılmasına zemin hazırlayabilir.
Kamu görevlerine sahte diplomalarla erişildiği yönündeki iddialar, yalnızca bireysel etik dışı davranışları değil, aynı zamanda sistemsel zaafları da gözler önüne sermektedir. Devletin liyakat temelli yapısının zayıflaması, vatandaşlar nezdinde adalet ve fırsat eşitliği algısına zarar vermektedir. Bu tür olaylar, özellikle genç kuşakların "emek vererek bir yere gelme" inancını zedeleyebilir. Meclis’in bu konuda denetim görevini aktif biçimde kullanması, hem siyasi sorumluluğun yerine getirilmesi hem de toplumsal güvenin yeniden tesisi açısından büyük önem taşımaktadır.










Yorumlar