Seteney Neden Çerkes Kadınlarının Sessiz Kahramanı?
- Mert Morava

- 16 Eki
- 2 dakikada okunur

Araştırmacı mühendis ve yazar Ekrem Hayri Peker, Kutarba Pınar Korkmaz’ın “Kafdağı’nın Işıkları – Seteney” adlı eserini büyük bir duyarlılıkla değerlendirdi. Çerkes kültürünün derinliklerinden beslenen bu kitap, sadece bir edebiyat çalışması değil, aynı zamanda halkın unutulmaz hafızasına yazılmış anlamlı bir vefa mektubu olarak öne çıkıyor.
Kitabın ismi, Peker için özel bir anlam taşıyor. “Seteney, kızımın adı… Çerkeslerin anası ve beyaz gül anlamına gelir,” diyen yazar, 1981’de bu isme resmi olarak izin verilmediği dönemde yaşadığı zorlukları anlattı. Bugün ise kızının adını taşıyan bu eseri elinde tutmanın kendisi için ayrı bir önemi olduğunu belirtti.
“Seteney”, kadınların kalbinde saklı halk hafızasını gözler önüne seriyor. Luba Balagova, Ruhet Batur Gürbüz ve Mahinur Tuna gibi üç güçlü kadın figürünün yaşam mücadeleleri, kültürel dirençleri ve yazınsal direnişleri kitapta detaylıca ele alınıyor. Kitap, kadınların sessizliğin içinden seslendikleri ve toplumlarını ayağa kaldırdıkları güçlü bir hatırlatıcı.
Pınar Korkmaz’ın “Kafdağı’nın Işıkları” serisi, Kafkas kültürüne hizmet eden aydınları tanıtmayı amaçlayan önemli bir çalışma. Serinin ilk kitaplarından “Gumısta” savaş kahramanlarını anlatırken, “Elbruz” kültür emekçilerini gözler önüne seriyor. “Lata” ise 1992 Lata trajedisini konu alarak savaşın acı yüzünü ve barış çağrısını güçlü şekilde dile getiriyor.
Ekrem Hayri Peker, “Seteney” kitabını “Kalbinizle okuyun. Çünkü bu kitap akılla değil, yürekle yazıldı” sözleriyle tarif ediyor. Kitap, Kafkas kadınının sessiz ama güçlü hikâyelerini edebiyat dünyasında hak ettiği yere taşıyor.
Derin Bakış:
Kadın, Kültür ve Toplumsal Hafıza
“Seteney” sadece bir kitap değil, kültürel hafızanın yaşayan bir tanığıdır. Kadınların sessiz direnişi, sadece bireysel değil, toplumsal kimliğin ve tarih bilincinin korunmasında da anahtardır. Bu eser, kadınların yaşadıkları baskıya rağmen kültürel mirası nasıl yaşattığını gözler önüne sererken, toplumsal hafızanın kadınlar aracılığıyla nasıl kuşaktan kuşağa aktarıldığını da vurguluyor.
Böylece kitap, günümüzde kimlik, direnç ve hatırlama kavramlarını sorgularken, kültürler arası dayanışmanın önemini de gözler önüne seriyor.
Peki, bugün bizler bu sessiz direnişi ve hafızayı nasıl koruyor ve geleceğe taşıyoruz?










Yorumlar