Zülfikar Bal’dan CHP’ye Örgütsel Uyarı: “Mahalle Temsiliyeti Kurumsallaşmalı!”
- Mert Morava

- 11 Eki
- 2 dakikada okunur

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yıldırım Belediye Meclis Üyesi Zülfikar Bal, Bursa İl Kongresi öncesinde CHP’nin örgütlenme modeli üzerine dikkat çeken bir açıklama yaptı. Partide 25 yılı aşkın süredir aktif olan ve kamuoyunda “halkın fotoğrafçısı” olarak tanınan Bal, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’a açık çağrıda bulunarak, mahalle sorumlularının neden kalıcı hale getirilmediğini sordu.
“Bu soruyu sormak, yalnızca hakkım değil; örgütüme karşı sorumluluğumdur” diyen Bal, partinin mahalle bazlı örgütlenmesinin yıllardır sistematik olarak ihmal edildiğini ifade etti.
“Sistem Var Gibi Görünüyor, Ama Kurumsal Bir Yapı Yok”
Bal, 2012’de CHP Yıldırım’da yapılan mahalle seçimlerini hatırlatarak, kendisinin Ertuğrulgazi Mahallesi’nde demokratik şekilde seçilmiş ilk mahalle sorumlusu olduğunu belirtti. Ancak bu çabanın zamanla sistemsizlik içinde kaybolduğunu söyledi.
“Seçim var, süreç var ama sistem yok. 15 yıldır aynı soruyu soruyoruz: Neden kalıcı ve kurumsal bir yapı kurulmadı?” dedi.
“Bu Soru İl Başkanlığı Kadar İlçe Başkanlarını da İlgilendiriyor”
Bal, 2012’den bu yana görev alan tüm ilçe başkanları döneminde seçimler yapıldığını ancak mahalle sorumluluğu sisteminin hâlâ sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Bu durumun halkla bağları zayıflattığını ve örgütün sahadan koptuğunu belirtti.
“Bu mesele kişisel değil, örgütsel bir sorumluluktur. Mahallelerden örgütlenmeyen bir parti, sokaktan kopar. Sokaktan kopan bir parti, iktidar olamaz.”
“CHP’nin Köklerine Dönme Zamanı Geldi”
Bal’ın sözleri, yalnızca eleştiri değil; aynı zamanda yapıcı bir çağrı olarak yorumlandı. Parti içinden birçok isim, bu açıklamayı CHP'nin yerel temsili yeniden ayağa kaldırma çabası olarak değerlendirdi.
“Biz bu partide tabela için değil, halkın umudu için mücadele ediyoruz” diyen Bal, kongre öncesi örgüt içi vicdan muhasebesi çağrısında bulundu.
Derin Bakış
Zülfikar Bal’ın çıkışı, klasik parti içi muhalefetin ötesinde, demokratik temsiliyet ve tabana yayılma sorununun altını çiziyor. Türkiye'de siyasi partilerin çoğu, seçimden seçime aktifleşen yapılarla var olmaya çalışıyor. Ancak Bal’ın vurguladığı gibi, örgütsel kurumsallık olmadan halkla sürekli temas kurmak mümkün değil.
Peki, siyasi partiler halkın sesini yalnızca sandıkta mı duymalı, yoksa sokakta da mı yaşatmalı?










Yorumlar