“Bir Arpa Boyu Bile Geri Adım Yok!” Bahriye Üçok’un Mirası Bugün Ne Anlatıyor?
- Mert Morava
- 16 saat önce
- 2 dakikada okunur
29 Ekim Kadınları Derneği, 6 Ekim 1990’da yaşamını yitiren İslam tarihçisi ve akademisyen Doç. Dr. Bahriye Üçok’un anısına yayımladığı açıklamayla, laiklik ve demokrasi mücadelesinin önemini yeniden gündeme taşıdı.
Açıklamada, Genel Başkan Şenal Sarıhan, Bursa Kurucu Başkanı Sultan Yurdunal ve Bursa Şube Başkanı Emine Sinan'ın imzası bulunuyor.
Aydınlara Yönelik Saldırıların İzinde
Metinde, Bahriye Üçok’un yanı sıra Prof. Muammer Aksoy, Gazeteci Çetin Emeç, Turan Dursun gibi isimlerin de hayatını kaybettiği cinayetler hatırlatıldı. Bu olayların, yalnız bireylere değil, aydınlanma ve özgür düşünceye karşı yönelmiş saldırılar olduğuna dikkat çekildi.
“Bu saldırıların tamamı aydın kimlikleri hedef aldı. Ancak ne yazık ki, bu cinayetlerin arkasındaki yapılar tam anlamıyla aydınlatılamadı.”
Laiklik Olmadan Demokrasi Olmaz
Dernek, açıklamasında laikliğin yalnızca anayasal bir ilke değil, toplumsal barışın ve eşitliğin temel direği olduğunu vurguladı. 1921 tarihli Hıyanet-i Vataniye Kanunu’na atıfla, dini amaçlarla siyaset yapılmasının tehlikelerine dikkat çekildi.
“Laiklik güçlendikçe demokrasi gelişir. Laiklik aşındıkça gericilik ve ayrışma derinleşir.”
Kadın Hakları Üzerindeki Tehditler
Açıklamada özellikle kadın kazanımlarının son yıllarda bazı dini yapılar ve görüşler tarafından geri plana itilmeye çalışıldığı belirtildi.
Tarikatların sosyal yaşamda etkisini artırdığı, kadınların toplumsal rolüne dair kazanımların törpülendiği bir döneme dikkat çekildi.
“Laiklik, özellikle kadınlar için yaşamsal bir değerdir. Haklarımızı savunmanın yolu, bu ilkenin korunmasından geçiyor.”
Bahriye Üçok’un Sözleriyle Direniş
Açıklama, Bahriye Üçok’un “Benim yaşamım mücadeledir” sözüne atıfla son buldu. 29 Ekim Kadınları Derneği, bu mirası devraldıklarını ve sürdürmekte kararlı olduklarını belirtti:
“Ekilen her tohumun güneşe boy vereceğine inanıyoruz. Bir arpa boyu dahi geri adım atmadan mücadeleye devam edeceğiz.”
Derin Bakış
Türkiye’de aydın kimliğine yönelik tehditler, sadece bireysel trajediler değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın şekillenmesinde etkili dönüm noktalarıdır. Bu olaylar, haklar mücadelesinde kolektif bilincin nasıl oluştuğuna da ışık tutar.
Soru: Laiklik ve demokrasiye dair temel ilkeler, günümüz nesillerine nasıl daha güçlü aktarılabilir?
Yorumlar