Diyanet Personeli Tayinlerde Neden Mağdur? Sendikadan Adalet Çağrısı
- Mert Morava

- 11 Eki
- 2 dakikada okunur

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görev yapan veri hazırlama personeli, şoför, aşçı, güvenlik ve yardımcı hizmet çalışanlarının yaşadığı mağduriyetleri gündeme taşıdı. Şanlı, "Bu kurumun yükünü omuzlayan sessiz neferler artık görülmek istiyor" diyerek, personelin sesine kulak verilmesi çağrısında bulundu.
“Teşkilatın Görünmeyen Emekçileri Yok Sayılamaz”
Hilmi Şanlı, yaptığı açıklamada, Diyanet’in yalnızca imam, müezzin ve vaizlerden ibaret olmadığını vurguladı. Kurumun asıl yükünü çeken destek hizmetleri çalışanlarının, sistemin görünmeyen fakat vazgeçilmez parçaları olduğunu ifade etti.
"Veri hazırlama memurlarından güvenlik görevlilerine kadar birçok personel, büyük bir özveriyle görev yapıyor. Ancak tayin talebinde bulunan bu çalışanlar, yeniden sınava alınarak adeta cezalandırılıyor. Bu uygulama, birikimi yok saymak demektir."
“Yılların Emeği Bir Sınavla Silinemez”
Şanlı, yıllardır görevini başarıyla sürdüren personelin, sadece yer değişikliği talebinde bulunduğu için yeniden sınava girmesinin, kurum içi adalet ve motivasyonu olumsuz etkilediğini belirtti:
“Görev yerini değiştirmek isteyen bir çalışana tekrar sınav dayatmak, adaletle değil, bürokratik zulümle açıklanabilir. Bu, hem emeğe hem sadakate haksızlıktır.”
“Mali ve Özlük Haklar Eşitlenmeli”
Sendika açıklamasında, Diyanet personelinin özlük hakları ve maaşlarının, diğer kamu kurumlarındaki eşdeğer kadrolarla uyumsuz hale geldiğine dikkat çekildi. Şanlı, “Eşit işe eşit ücret ilkesi artık hayata geçirilmeli” dedi.
Ayrıca, fazla mesai ve ek ödemeler konusunda da ciddi adaletsizlikler yaşandığını söyleyen Şanlı, bu durumun personel üzerinde maddi ve manevi yük oluşturduğunu belirtti.
“Diyanet’in Yüzünü Güldürenler de Artık Görülmek İstiyor”
“İbadethanelerin temizliğinden, belgelerin arşivlenmesine; yemeğin pişmesinden, güvenliğin sağlanmasına kadar birçok işi üstlenen bu personel, Diyanet’in sessiz mimarlarıdır” diyen Şanlı, bu emekçilerin artık görünür olması gerektiğini ifade etti.
Derin Bakış:
Diyanet’in Emekçilerine Bakışta Zihniyet Değişmeli mi?
Diyanet gibi köklü ve manevi yükü ağır bir kurumda, sadece kürsüdeki sesi değil, arka plandaki sessiz emeği de duymak gerekiyor. Şoföründen aşçısına, veri giriş memurundan temizlik personeline kadar tüm çalışanlar, bu yapının sürdürülebilirliği için kritik görevler üstleniyor.
Ancak liyakat, adalet ve eşitlik gibi kavramlar yalnızca sözde kalırsa, bu kurumun iç barışı ve hizmet kalitesi ciddi yara alabilir. Asıl soru şu:
📌 Toplum olarak görünmeyen emeğe ne zaman gerçek bir değer vermeye başlayacağız?



Yorumlar