Bu Halk Susmaz! Emeklilikte Tarihe Takılanlar'dan Siyasi İradeye Net Mesaj

Emeklilikte Tarihe Takılanlar Derneği (ETTD), uzun yıllardır sürdürdüğü hak arayışında önemli bir açıklamayla tekrar gündeme geldi. Dernek, çözümsüzlük ve görmezden gelinmenin artık kabul edilemez olduğunu belirterek, “Emeklilikte adalet sağlanana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” mesajını verdi.

ETTD tarafından yapılan açıklamada, yıllarca prim ödeyen ve emekliliği hak eden milyonlarca vatandaşın bir gecede mağdur edildiği vurgulandı. Dernek, bu durumun yalnızca bir ekonomik mesele değil, aynı zamanda bir vicdan ve hukuk sorunu olduğunu dile getirdi.

“Emeklilikte Yaşa Değil, Hukuka Takıldık”

Kamuoyuna hitaben yapılan açıklamada, “Şimdi de tarihe takıldık. Ancak ne susarız ne de bu mücadeleden geri döneriz,” denilerek kararlılık mesajı verildi. Dernek, siyasi iradenin sessizliğine tepki göstererek, “Ekonomik şartlar” bahanesinin halk nezdinde karşılığının kalmadığını ifade etti.

“Bu Bir Lütuf Değil, Hakkımız!”

ETTD yetkilileri, anayasal hakların çiğnendiğini ve sosyal devlet ilkesinin açıkça ihlal edildiğini savundu. “Yıllarca çalışmış, prim ödemiş vatandaşlara borç ödenmiyor; aksine hakları gasp ediliyor,” denilerek çözümün ertelenmemesi gerektiği belirtildi.

Basına Teşekkür, Mücadeleye Devam

Açıklamada, adalet mücadelesini kamuoyuna taşıyan basın kuruluşlarına teşekkür edilerek, “Bu sesi bastırmak isteyen herkes, karşısında milyonları bulur,” mesajı verildi. Dernek, gerektiğinde meydanlarda yeniden bir araya geleceklerini ve seslerini yükseltmeye devam edeceklerini duyurdu.

Son Mesaj: “Bu sadece bizim değil, toplumun ortak vicdan meselesidir. Ya bu halka sahip çıkılır ya da bu halk sandıkta gereğini yapar.”

---

Derin Bakış

ETTD’nin çıkışı, sadece emeklilik sistemine dair teknik bir eleştiri değil; sosyal devletin işleyişine yönelik daha büyük bir sorgulamanın parçasıdır. Toplumun geniş kesimlerinde yankı bulan bu mücadele, vatandaşın devletten beklentisini, adalet algısını ve siyasal sabrını test ediyor.

👉 Soru: Sizce sosyal devlet anlayışı, sadece ekonomik refah sağlamak mıdır, yoksa hak temelli eşitliği de kapsamalı mıdır?