“Su, Zeytin ve Ormanı Çalıyorlar!” — Feyziye’de Neler Oluyor?

Gemlik’in Feyziye ve Hamidiye köyleri arasındaki doğal alan, Bursa Çimento Fabrikası A.Ş.’nin planladığı marn ocağı projesiyle karşı karşıya. Yaklaşık 22 dönümlük alanda yapılması öngörülen proje, köylüler, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve çevreciler tarafından “ekolojik yıkım” olarak nitelendiriliyor.

Bölgenin tanınmış iş insanı Erten Kayan, projeyi “halkı kandırmaya dönük bir rant operasyonu” olarak niteledi ve şu sözlerle tepki gösterdi: “Bu memleketin suyunu kestiniz, ormanını yaktınız; şimdi kalkıp 8 kilometre aşağıya maden ocağı kuruyorsunuz. Burada doğayla değil, halkla savaş başlattınız!”

Kayan ve köylüler, maden faaliyetinin yer altı su kaynaklarını kurutacağı, zeytinlikleri verimsizleştireceği, orman dokusunu tahrip edeceği ve bölge ekonomisini çökerteceği uyarısında bulunuyor. Kayan, 11 Kasım’da traktörlerle, ailelerle ve pankartlarla maden sahasına yürüyüş çağrısı yaptı: “Bu toprakları rant çetelerine peşkeş çektirmeyeceğiz.”

Gemlik Kent Konseyi ile çok sayıda STK da projeye karşı aynı çizgide birleşti; alanda sembolik ağaçlandırma önerilerini “göstermelik” buluyorlar. Bölge halkı, “22 dönümlük alana dikilecek birkaç fidanla orman, su ve zeytin kurtarılamaz” diyerek kalıcı koruma, şeffaf çevresel etki değerlendirmesi ve yerel katılım talep ediyor.

Yerel dayanışma ve kitlesel tepkinin yükseldiği bölgede 11 Kasım yürüyüşü, projenin akıbetini belirleyecek önemli bir gösterge olarak görülüyor.

---

Derin Bakış

Feyziye örneği, yalnızca çevresel bir dava değil; aynı zamanda kırsal toplulukların kimlik, geçim ve gelecek güvenliği mücadelesidir. Doğanın ticarileştirilmesi, yerel halkla şirketler/aracılar arasındaki güç dengesini daha da bozuyor; bu da kolektif eylem ve yerel demokrasi taleplerini güçlendiriyor.

Bölgede yükselen dayanışma, hem yerel kültürün korunması hem de ekolojik adalet talebinin görünürleşmesi açısından önemli.

Peki—yerel direnişler kalıcı koruma sağlayabilir mi, yoksa hukuki ve ekonomik baskılar karşısında sürdürülebilir bir zafer mümkün mü?