“Kağıt Üzerinde Yağmur Var, Barajda Su Yok” – Bursa’da Ne Oluyor?
- Mert Morava

- 23 Eki
- 1 dakikada okunur

Bursa’da gerçekleştirilen TR Düşünce Kulübü’nün 57. Simitçay Programı, bu kez yaşamın kaynağı su krizi üzerine odaklandı. Toplantının konuğu, Meteoroloji Mühendisleri Odası Bursa Temsilcisi Feryal Biçkici, kentin su varlıklarının alarm verdiğini söyledi.
Biçkici, Bursa’nın artık “su zengini değil, su fakiri” bir şehir olduğunu belirterek, plansız sanayileşme, betonlaşma ve iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün daha yıkıcı hale geldiğini ifade etti.
“Suyumuzu kaybediyoruz, geleceğimizi de kaybediyoruz.”
İklim Değişmiyor, Değiştiriliyor
Biçkici’ye göre, iklimdeki dönüşüm doğal bir süreç değil, insan eliyle hızlandırılmış bir kriz. Hızlı şehirleşme, ormansızlaşma ve suyun yanlış yönetimi, Bursa’yı 2025 itibariyle “çok şiddetli kuraklık” bölgesi haline getirebilir.
“Kağıt üzerinde yağmur var ama barajda su yok” diyen Biçkici, yağış rejiminin bozulduğunu ve suyun şehir altyapısı yerine denize aktığını vurguladı.
Sanayi ve Betonlaşma Su Döngüsünü Bozuyor
Nilüfer ve Doğancı Barajları’nın kapasitesinin nüfus artışını karşılamadığını belirten Biçkici, sanayi tesislerinin içme suyu barajlarından su çektiğini söyledi. Ayrıca, betonlaşmanın toprağın su tutma kapasitesini yok ettiğini, yağmurun artık doğrudan kanalizasyona aktığını dile getirdi.
Bilim ve Liyakat Çağrısı
Biçkici, su yönetiminde liyakat eksikliğine dikkat çekerek, “Bilim insanlarını dinlemeyen sistemde suyu da doğayı da koruyamayız” dedi. Çözüm olarak, bilimsel planlama, yerel dayanışma ve suyun adil yönetimi vurgulandı.
Derin Bakış
Bursa’nın su krizi yalnızca bir çevre sorunu değil, toplumsal bir kırılma noktası. Su kaynaklarının tükenmesi; tarımdan sağlığa, ekonomiden sosyal yaşamın istikrarına kadar her alanda etkisini gösterecek.
Toplum olarak bireysel tüketim alışkanlıklarımızdan kent planlamasına kadar yeni bir bilinç inşa etmek zorundayız.Peki, suyu kaybetmeden önce bilinci kazanabilecek miyiz?










Yorumlar