MEB Skandalı: Sayıştay Raporu Her Şeyi Ortaya Koydu!
- Mert Morava
- 26 Eyl
- 2 dakikada okunur
📌 Yardımcı personel sayılarındaki çelişkiden denetimsiz okul inşaatlarına, kayıtsız sermayeden liyakatsiz atamalara kadar… MEB’in 2024 Sayıştay raporu kamu kaynaklarının nasıl yönetildiğini gözler önüne serdi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Sayıştay’ın 2024 denetim raporuyla adeta sınıfta kaldı. Raporda yer alan bulgulara göre; okullar yeterli personel olmadan hizmet veriyor, mali kayıtlar yanlış tutuluyor, yapı denetimleri eksik, liyakat ilkesi ise tamamen devre dışı bırakılmış durumda.
Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy, raporun ardından yaptığı açıklamada Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i “halka açıkça yalan söylemek” ve “kamuyu zarara uğratmak” ile suçladı.
“Temizlik Görevlisi Yok, Sayılar Uyuşmuyor”
Raporda, MEB’e bağlı okullarda 30 bin 433 yardımcı personel olduğu tespit edildi. Ancak bakanlık daha önce 49 bin 578 temizlik görevlisi olduğunu açıklamıştı.
Yeliz Toy, bu çelişkiye sert tepki göstererek şunları sordu:
“Aradaki yaklaşık 20 bin personel nerede? Yoksa hiç var olmayan kadrolar mı açıklandı?”
Eğitim-İş’e göre, bu personelin önemli bir kısmı temizlik görevlisi olarak değil, il/ilçe milli eğitim müdürlüklerinde memur açığını kapatmak üzere görevlendirildi. Bu durumda, 60 binden fazla devlet okuluna birer yardımcı personel bile düşmüyor.
“Kirli Okullar, Tehlike Altındaki Öğrenciler”
Toy, okullarda yaşanan temizlik krizinin halk sağlığını tehdit ettiğini vurguladı:
“Çocuklarımızı hijyen koşullarından yoksun sınıflara mahkûm eden bu anlayış, görevi kötüye kullanmaktır. Sayın Bakan açıkça suç işlemektedir.”
MEB’de Muhasebe Skandalları ve Denetim Zafiyetleri
Sayıştay’ın raporunda öne çıkan diğer bulgular ise şöyle:
Risk yönetimi yapılmamış. MEB, iç kontrol sisteminde herhangi bir risk tanımı ya da önlem planı geliştirmemiş.
Okul binaları kayıtsız. AB fonlarıyla inşa edilen okullar maddi varlık olarak muhasebeye dahil edilmemiş.
Kamulaştırma yanlış hesaplandı. Tahsis edilmemiş araziler için yapılan ödemeler yanlış gösterildi.
1 milyar TL’lik sermaye kaydı yok. Döner sermayeli işletmelere ayrılan fonların takibi yapılmamış.
Katkı payları tahsil edilmedi. Mesleki eğitim veren işletmelerden alınması gereken ödemeler unutuldu.
AR-GE birimlerinde torpilli atamalar. Nitelikli olmayan, liyakatsiz kişiler görevlendirildi.
Okul inşaatlarında denetim eksik. İmalat belgeleri alınmamış, denetim defterleri tutulmamış, test yapılmadan okullar teslim edilmiş.
YİKOB ödemelerinde usulsüzlük. Firmalara kesilen cezalar MEB bütçesinden çıkarılmadan aktarıldı.
“Çocuklarımız Depreme Dayanıksız Okullarda Okuyor!”
Yeliz Toy’un en dikkat çeken açıklaması ise okul güvenliği ile ilgili oldu:
“Depreme karşı denetimi yapılmadan teslim alınan okul binaları, milyonlarca öğrencinin hayatını tehlikeye atıyor. Bu bir ihmalkârlık değil, resmen bir skandaldır!”
“Bakan Tekin Derhal İstifa Etmeli”
Toy, raporun gösterdiği tabloya karşı MEB yönetiminin sorumluluk alması gerektiğini söyledi:
“Laik, bilimsel eğitim yerine gerici projelerle uğraşan, personel hesabını dahi düzgün yapamayan bu anlayış eğitim sistemini çökertmiştir. Bakan Tekin istifa etmelidir!”
Derin Bakış:
Sayıştay raporu, Türkiye’de eğitimin sorunlarını yalnızca pedagojik değil, yönetimsel ve yapısal bir perspektifle gözler önüne serdi. Liyakatsiz atamalar, muhasebe hataları, şeffaf olmayan harcamalar ve denetimsiz okul inşaatları; milyonlarca çocuğun güvenliğini ve geleceğini doğrudan etkiliyor.
Peki, bu rapor sonrası sistem değişecek mi, yoksa yine birileri susacak, unutturulacak mı?
Yorumlar