📰 MHP Bursa İl Başkanı Muhammet Tekin’den Sert Mesaj: “Terörle Mücadelede Taviz Yok, Cumhuriyet’in 2. Yüzyılı Turan’ın Yüzyılı Olacak!”
- Mert Morava

- 28 Eki
- 2 dakikada okunur

MHP Bursa İl Başkanı Muhammet Tekin, yaptığı açıklamada terörle mücadelede devletin kararlılığını vurguladı ve iç-dış tehditlere karşı Türkiye’nin dimdik duracağını söyledi. Tekin, terör örgütlerine destek verenlerin hesap vereceğini belirterek, “Bir damla şehit kanı bile sorulmadan bırakılmayacak” ifadelerini kullandı.
Tekin, PKK başta olmak üzere Irak ve Suriye’deki terör örgütü mensuplarının silah bırakmış olsalar bile Türk hukukuna göre hesap vereceklerini vurguladı. “Türk devleti bir hukuk devletidir. Kim terörü desteklemişse, siyasi ve lojistik destekçileri de aynı şekilde hesap verecek” dedi.
Zengezur Koridoru’nun stratejik önemine de dikkat çeken Tekin, bu hattın Türk dünyası açısından kritik olduğunu belirtti: “Zengezur Koridoru sadece Azerbaycan ve Türkiye’yi değil, birçok ülkenin ticari, askeri ve kültürel kaderini ilgilendiriyor. Bu koridoru engellemeye çalışanlar Türk milletinin kararlılığı ile karşılaşacaktır.”
Anayasa değişikliği tartışmalarına ilişkin de net bir duruş sergileyen Tekin, “Anayasa’nın ilk dört maddesi kırmızı çizgimizdir. Bu maddelere el uzatan, millet iradesine savaş açmış sayılır” diyerek üniter devlet, laiklik ve Atatürk ilkelerine bağlılık mesajı verdi.
Ülkücü harekete seslenen Tekin, “Ülkücüler asla ihanet etmez; vatan, bayrak ve millet için dimdik dururuz” ifadelerini kullandı. Konuşmasının sonunda Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında Turan idealine vurgu yaparak, “Bu yüzyıl Turan’ın yüzyılı olacak; birlik ve dayanışmayla mazlum Türk milletlerini aynı bayrak altında birleştireceğiz” açıklamasında bulundu.
Tekin’in sözleri, iç güvenlikten milli birliğe kadar geniş bir yelpazede sert ve kararlı bir mesaj içerirken, muhataplarına da güçlü bir uyarı niteliği taşıdı.
Derin Bakış
Siyasilerin güvenlik söylemleri, toplumun güvenlik algısını ve kamusal kutuplaşmayı doğrudan etkiler. Güvenlik vurgusu bir kesimde aidiyet ve korunma hissi yaratırken, farklı görüşlerde tedirginlik ve dışlayıcı politikaları meşrulaştırma riski de taşıyabilir. Ayrıca “Turan” gibi geniş coğrafi-idari hedeflere yapılan atıflar, bölgesel diplomasi ve etnik politikalar üzerinde uzun vadeli etkiler oluşturabilir.
Sizce güvenlik söylemleri toplumda birleştirici mi olur yoksa kutuplaşmayı mı derinleştirir?










Yorumlar