Nilüfer’de Siyasetin Kirli Oyunu mu? Şahin’den Sert Uyarı
- Mert Morava

- 3 Eki
- 2 dakikada okunur

Nilüfer İlçe Kongresi’nin tamamlanmasının ardından suskunluğunu bozan Aytaç Şahin, uzun süredir gündemde olan iddialar karşısında sessiz kalamayacağını duyurdu. Örgüt disiplini çerçevesinde hareket ettiğini belirten Şahin, hakkındaki iftiraların boyut kazanması üzerine sert bir duruş sergiledi.
Delegelerin İradesiyle Onurlu Mücadele
Şahin, kongrede delegelerin tercihiyle yürütülen mücadelenin onur temelli olduğuna değinerek, “Siyasette sadece proje, samimiyet ve mücadele yetmiyor; güç odakları kirli taktiklerle devreye giriyor” ifadesini kullandı. Ona göre, Bursa’daki siyasi aktörler bu süreçte “dizayn etme hırsı” ile hareket ediyor.
“İftiralara Hem Hukuki Hem Siyasi Yanıt Verilecektir”
Sosyal medya üzerinden yayılan ithamların artık sürdürülemez hale geldiğini söyleyen Şahin, “Örgüt sorumluluğundan kopanların, dedikodu siyasetiyle ilgilenenlerin işine geldi bu süreç. Ama artık belgelerle, açık isimlerle konuşacağım; hukuki ve siyasi olarak gereğini yapacağım” dedi.
“Siyasetçiliğe düşen irade ve adildir” diyen Şahin, kendisine yönelik asılsız suçlamalara karşı taviz vermeyeceğini vurguladı:
“Kimsenin hakkını yemedim, kimseye de hakkımı yedirtmem!”
Mesleki Kimlik ve Kara Propaganda
Saldırılarının mesleği üzerinden yapılmasına da tepki gösteren Şahin, bu yöntemi “vicdansızca” ve “ahlaksız” olarak tanımladı. “Mesleğim, şirketim onurumdur, namusumdur” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kara propaganda peşinde koşanlar, kendilerini başarısızlıklarının gölgesine hapsetmişlerdir.”
Algı Operasyonları ve Yapılan Kurgular
Parti içinde var olmayan isimlerle suni ilişkiler kurulduğunu iddia eden Şahin, “Daha önce bir bardak çayı bile içmediğim kişilerle ortaklıkla gösterildim. Bu kişiler, aslında yıllardır birlikte siyaset yaptığım, yollarını ayırdığım insanlardır” dedi.
2023 Çalışmaları ve Çarpıtılan Gerçekler
Geçmiş siyasi faaliyetlerinin çarpıtıldığını söyleyen Şahin, özellikle Özgür Özel’in Bursa ziyareti ve kurultay sürecindeki destekçilerin konumuna işaret etti. Ona göre, siyasi arenada “kendi kazdıkları kuyulara düşecekler.”
Mikro Milliyetçilik Eleştirisi
“Bursalı değil” söylemlerinin sıkça kullanıldığına dikkat çeken Şahin, bu yaklaşımı “siyasetin faşist dağarcığının yansıması” olarak tanımladı. “İki kelimeyi yan yana getirip liyakate laf söyleyemeyenler, bizim Bursalılığımızı sorgulayamaz” dedi.
Kongre Süreci: Saygı Kriterinden Uzak
Kongrede belediye çalışanlarına yapılan baskılar, kürsü işaretleri, vaat sarkıntıları gibi durumlara da tepki gösteren Şahin, “Bunların tamamı bize mal edildi. Bu tür baskılar parti kültürümüze aykırıdır” ifadesini kullandı.
Kim Gerçekten Kaybetti?
Şahin kongrenin tek kazananının “emek, liyakat ve onur” olduğunu savundu:
“Kaybedenler, kirli ittifaklara yaslananlardır. Bizim yolumuz dedikodu değil, emek ve liyakat yoludur.”
Kapanışı ise şu sözlerle yaptı:
“Bayrak asmaktan bayrak taşımaya giden bu yolda emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ederim. Kongre, yolculuğun durağıdır; mücadelemiz ve umudumuz dimdik ayakta. Umudu büyütmeye devam edeceğiz.”
Derin Bakış
Türk siyasetinde “siyasetin iç işleyişi” genellikle görünmeyen dengeler, güç mücadeleleri ve aktörler arası güç çekişmeleriyle şekillenir. Aytaç Şahin’in açıklamaları bize, yerel siyasette “iddialar”, “algı operasyonları” ve “dizayn çabaları” gibi unsurların ne kadar güçlü bir araç haline geldiğini gösteriyor.
Şahin’in ifade ettiği “kimsenin hakkını yememe” söylemi, halk nezdinde ahlaki bir argüman olabilir; ancak bu tür söylemler siyasette her zaman yeterli olmaz. Çünkü kamuoyu algısını değiştirmek, medya kontrolü, aktörlerin etkisi, bağlantılar ve arka plandaki güç dengeleri devreye girer.
Bu bağlamda şu soru önemlidir: Bir siyasetçinin itibarını koruyabilmesi için ne kadar “transparanlık”, ne kadar “hukuki mücadele” yeterlidir? Kamuoyu vicdanı, gerçek belgelerle mi yoksa etkili anlatılarla mı şekillenir?










Yorumlar