Tandoğan’da Tarihi Miting: Kadınlar ve Halk Geleceğe Ses Verdi
- Mert Morava

- 16 Eyl
- 2 dakikada okunur

14 Eylül günü Tandoğan Meydanı, Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce yurttaşın sesiyle çınladı Cumhuriyet Halk Partisi'nin çağrısıyla toplanan kalabalık yalnızca siyasi bir miting de değil, aynı zamanda demokrasiye, özgürlüğe ve halk iradesine sahip çıkılan bir tarihin yazıldığı alanda buluştu.
“Kayyım değil seçim, baskı değil özgürlük!” sloganlarıyla yankılanan meydan, halkın atama yoluyla yönetime getirilen isimlere karşı net bir duruş sergilediği bir platforma dönüştü. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü, yeniden hatırlandı.
Kadınlar Mitingin Merkezinde
Meydanın en güçlü sesi ise kadınlardı. Ellerinde taşıdıkları dövizler, söyledikleri marşlar ve taşıdıkları kararlılıkla, bu mücadelenin sadece bugünü değil yarını da kapsadığını gösterdiler.
CHP Gürsu İlçe Kadın Kolu Başkanı Nilsu Öner, yaptığı konuşmada kadınların toplumun temel taşı olduğunu vurguladı:
“Kadın varsa umut var. Kadın varsa Cumhuriyet var. Biz sadece kendimiz için değil; çocuklarımız, eşitlik ve özgürlük için buradayız.”
Laik Cumhuriyet ve Demokrasi Vurgusu
CHP Genel Merkezi tarafından organize edilen miting, sadece kayyım politikasına değil; yargı bağımsızlığına yönelik müdahalelere, kadına yönelik sistematik baskılara ve temel hakların kısıtlanmasına karşı da bir halk tepkisinin ifadesi oldu.
“Boyun eğmeyenlerin partisi dimdik ayakta!” sloganı, kürsüden yankılanırken, Cumhuriyet’in temel değerlerine olan bağlılık bir kez daha ilan edildi.
Umudu Büyüten Bir Durak: Tandoğan
Bu kalabalık, yalnızca bir güne sığdırılmış bir protesto değildi. Tandoğan’da yükselen irade; uzun soluklu, örgütlü ve kararlı bir demokrasi mücadelesinin sembolü hâline geldi. Halk, geleceğe yalnızca karşı çıkarak değil; yeniden inşa ederek sahip çıkmaya hazır olduğunu gösterdi.
Derin Bakış
Tandoğan’daki bu büyük buluşma, günümüz Türkiye’sinde halkın siyasal karar süreçlerinde daha fazla söz hakkı talep ettiğini açıkça gösteriyor. Özellikle kadınların bu mitingdeki aktif katılımı, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin artık sokaklarda, meydanlarda görünür hâle geldiğini ortaya koyuyor.
Türkiye'de son yıllarda artan merkeziyetçi uygulamalar, yerel yönetimlerin ve halk iradesinin bastırılmasına neden olurken; bu miting, demokratik alanın yeniden genişletilmesi yönünde ciddi bir toplumsal talebin yükseldiğini gösteriyor .Öte yandan, gençlerin ve kadınların ön saflarda yer alması, siyasal katılımın dönüşümünde yeni bir dönemin habercisi olabilir.
❓ Peki sizce bu tür halk hareketleri, Türkiye’de demokratik dönüşüm için bir başlangıç olabilir mi?
Yoksa baskı ortamı bu sesleri bastırmak için daha da mı artacak?










Yorumlar