Zafer Partisi’nden Sert Uyarı: Gürsu’da Yaya Can Güvenliği Tehlikede
- Mert Morava

- 5 Eki
- 1 dakikada okunur

Bursa’nın Gürsu ilçesinde vatandaşlar, her gün ölümle burun buruna yaşıyor. Zafer Partisi Bursa İl Başkanlığı, “35’lik Yol” olarak bilinen güzergâhta yaptığı yerinde incelemeyle bu tehlikeyi kamuoyunun gündemine taşıdı.
Zafer Partisi Bursa İl Başkanı Mahmut Atilla ve Gürsu İlçe yöneticileri, ilçede gerçekleştirdikleri saha ziyaretinde, yerel esnaf ve vatandaşlarla doğrudan temas kurdu. En dikkat çeken sorun ise Şehit Cüneyt Yıldız Caddesi üzerinde bulunan ve "35’lik Yol" olarak anılan yolun, yaya güvenliğinden tamamen yoksun olmasıydı.
Yolda ne yaya geçidi, ne sinyalizasyon, ne hız kesici bulunuyor. Vatandaşlar yoğun trafik altında karşıya geçmek zorunda kalıyor. Bu durum, günlük yaşamda büyük bir can güvenliği tehdidine dönüşmüş durumda.
Zafer Partisi’nden Yerel Yönetime Net Mesaj:
Zafer Partisi İlçe Başkanı Mahmut Atilla konuyla ilgili yaptığı açıklamada:
“35’lik Yol, Gürsu’yu adeta ikiye bölüyor. Her gün yüzlerce vatandaş bu yoldan geçerken ölüm riskiyle karşı karşıya. Bu kadar basit önlemlerin alınmaması kabul edilemez. Yaşanabilecek kazaların sorumluluğu bu ihmalkarlığı sürdüren yerel yöneticilere aittir.” dedi.
Parti yetkilileri, ayrıca ilçedeki altyapı yetersizlikleri, sosyal alan eksiklikleri ve esnafın ekonomik baskı altında ezilmesi gibi diğer kronik sorunlara da dikkat çekti.
Gürsu Halkı Ne İstiyor?
Görüşülen vatandaşlar, Gürsu’nun hizmette geri bırakıldığını ve artık eşitlik, güvenlik ve hesap verilebilirlik talep ettiklerini ifade etti. Zafer Partisi yetkilileri, Gürsu halkının sesi olmaya devam edeceklerini belirtti.
İl Başkanı Cihat Gazi:
“Bu yol yalnızca bir geçiş güzergahı değil, potansiyel bir ölüm noktasıdır. Sessiz kalanlar, bu vebalin altından kalkamaz.”
Derin Bakış
Kamu güvenliği sadece büyük şehirlerde değil, her ilçede en temel insan hakkıdır. Gürsu’daki bu sorun, yalnızca yerel yönetimin değil, toplumsal önceliklerin de yeniden düşünülmesi gerektiğini gösteriyor.
Sizce, yaşanan bu tür ihmallerin sorumluluğu yalnızca yerel yönetimlerde mi, yoksa sistemsel bir duyarsızlığın sonucu mu?










Yorumlar