“Çam dikerek değil, doğayı anlayarak yeşerebiliriz.”— Tayfun Öztürk, DEVA Partisi Bursa İl Başkanı

DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Tayfun Öztürk:“Ormanı görüntü değil, yaşam olarak görün. Aynı hataları tekrar etmeyin!”

Bursa’da Yanan Ormanlar İçin Kritik Uyarı: Doğru Ağaç, Doğru Ekosistem

Gürsu ve Kestel’deki orman yangınlarının ardından, DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Tayfun Öztürk’ten dikkat çeken bir açıklama geldi. Öztürk, yalnızca yangınlara müdahaleyi değil, sonrasındaki yeniden ağaçlandırma sürecini de eleştirdi:

“Her yangından sonra sadece çam dikiyoruz. Çünkü kolay. Ama doğa bu kolaycılığı kaldırmıyor!”

“Görüntü Değil, Gerçek Orman”

Tayfun Öztürk açıklamasında, Türkiye’de orman politikalarının doğanın gerçek dinamiklerinden uzak ve estetik odaklı olduğunu söyledi:

“Çam ağaçları toprağı yorar, yangına dayanıklı değildir ve biyoçeşitliliği azaltır. Kuş yok, sincap yok, arı yok. Peki biz neyi yeşertiyoruz? Görüntüyü mü, hayatı mı?”

DEVA’nın Çözüm Önerileri: Bilimle ve Yerel Türlerle Ağaçlandırma

Öztürk, yeniden ormanlaştırma sürecinde atılması gereken adımları sıraladı:

• 🌳 Meşe, kestane, ıhlamur gibi yerli türler kullanılmalı

• 🐝 Arılar, kuşlar ve diğer canlılar için yaşanabilir ekosistem kurulmalı

• 🍒 Meyve veren ağaçlarla doğa-insan dengesine katkı sağlanmalı

• 🌱 Toprak yapısı ve mikroklima dikkate alınmalı

• 👩‍🌾 Bölge halkının deneyimi ve gözlemleri sürece entegre edilmeli

“Doğanın kendini onarmasına izin vermek, en büyük onarımdır.”

Tayfun Öztürk; “Sadece Yangınla Değil, Zihniyetle de Mücadele Etmeliyiz”

Öztürk’ün en sert eleştirilerinden biri, yangın sonrası ihaleye dayalı ve “şekilci” yaklaşımlara geldi:

“Bu ülke, ormanı sadece ağaç sayısıyla ölçen zihniyeti artık geride bırakmalı. Ağaç, sadece gölge değil; bir canlı sistemin parçasıdır. Ormanı, dekor olarak değil; yaşam olarak görelim.”

Tayfun Öztürk’ün açıklaması yalnızca bir “eleştiri” değil, aynı zamanda politika öneren, çözüm sunan bir doğa savunusu niteliğinde. Türkiye’de yeniden ormanlaştırma süreçlerinin uzun vadede ekolojik, bilimsel ve toplumsal dengeyi gözetmesi gerektiğine dair önemli bir farkındalık yaratıyor. Bu çağrı, yalnızca Bursa için değil, ülkenin tüm orman politikaları için dikkate alınması gereken bir manifestodur.